15 Temmuz; yerli ve mili teknolojilerin önemini bir kez daha kanıtlayan bir tarih olarak kayıtlara geçti. FETÖ’nün en fazla yuvalandığı alanlardan biri de bilişim sektörüydü. İnternet, uydu teknolojileri ve diğer teknoloji altyapılarını hedef almak için bu alana sızdılar. 15 Temmuz gecesi ise ülkedeki internet ve televizyon yayınlarını keserek 1970’li yıllardakine benzer bir darbe yapmak istediler.
UYDULARI VE İNTERNETİ HEDEF ALDILAR
Halkı sindirmek için ekranların kararması gibi artık eskilerde kalan bir yöntemi denediler. TRT’de darbe bildirisi okutarak başarılı olacaklarını zannedenler ülke genelinde teknoloji altyapısını hedef aldı. Bu nedenledir ki, hain planlarını uygulamak için ilk önce teknoloji merkezlerini ve TV kanallarını işgal etmeye çalıştılar. Savaş uçaklarıyla TÜRKSAT’ın bulunduğu tesise bomba atıldı ve 2 çalışan şehit, 4 çalışan gazi oldu. Amaçları ülke genelindeki yayınları durdurarak, korsan duyuru ve sözde mesajlarını halka iletmekti. Tabii ki ülke genelindeki teknoloji altyapısının kesilmesi vatandaşların korkmasını veya evden çıkmamasını sağlayacaktı. Ancak 15 Temmuz gecesi, TÜRKSAT’ın yedek sistemi devreye alınarak FETÖ’nün sözde amaçlarına ulaşması engellendi. Terör örgütü mensupları teknolojinin çok geliştiğini, artık büyük çanaklı antenlerin değil, çok daha gelişmiş, görünmeyen antenlerin olduğunu hesap edememişlerdi. İletişimin kesilmemesi halkın sokaklara dökülmesini, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, tüm siyasilerin halka ulaşmasını sağladı. Görevinin başında olduğu açıklanan hükümet, vatandaşa kısa sürede güven vererek direnişe adeta öncülük etti.
YERLİ VE MİLLİ KABİLİYETLERİN ÖNEMİ ANLAŞILDI
FETÖ, darbe emellerine ulaşamasa da, Türkiye için yerli ve milli teknolojilerin önemi bir kez daha anlaşıldı. Yabancı istihbarat örgütlerinin bilgi paylaşımlarının da olduğu tahmin edilen 15 Temmuz sürecindeki kumpaslarda bilişim teknolojilerinden yararlanıldığı, halkı korkutmak için özellikle dijital platformlarda bilgi kirliliğine başvurulduğu biliniyor. Bu nedenle, tam bağımsızlık için günümüzün en değerli kavramı haline gelen teknoloji ülke gündemine yeniden oturdu.
HER ALANDA TEKNOLOJİ SEFERBERLİĞİ
Bu amaçlarla, 7’den 70’e tüm sektörleri kapsayacak şekilde 2018 yılında Milli Teknoloji Hamlesi adıyla bilinen strateji açıklandı. Millî Teknoloji Hamlesi, Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek vizyonun adı olarak belirlendi. Buna göre, kritik teknoloji ve ürünleri millî imkânlarla tasarlama, geliştirme ve üretme kabiliyetlerimizi en yüksek seviyeye taşıma hedefleri belirlenmiş oldu. “Yüksek Teknoloji ve İnovasyon”, “Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi”, “Girişimcilik”, “Beşerî Sermaye” ve “Altyapı” olmak üzere 5 ana bileşenden oluşan bu süreç Milli Teknoloji Hamlesi olarak isimlendirilerek bugüne kadar önemli kazanımlar elde edildi. Yapılan yatırımlar sayesinde orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payı arttı.
TÜRKİYE’NİN GURURU TEKNOFEST
Milli teknolojinin geliştirilmesi konusunda kritik rol oynayan birçok kuruluşun paydaşlığıyla düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST ülkemizin gururu haline geldi. İlki 2018’de gerçekleştirilen TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali; teknoloji yarışmaları, hava gösterileri, konserler, çeşitli konularda gerçekleştirilen söyleşi ve etkinlikler gibi birçok faaliyete ev sahipliği yaparak toplumda teknolojiye olan ilgiyi artırmayı ve Türkiye’nin teknoloji üreten ve geliştiren bir topluma dönüşmesi konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Yüz binlerce gencin hayallerini gerçekleştirmesi için TEKNOFEST kapsamında çeşitli disiplin ve kategorilerde teknoloji yarışmaları düzenleniyor. Bu festival ülkemizin yerli ve milli teknolojilerini hemen her alanda geliştirmesi için stratejik önem arz ediyor.
VERİ GÜVENLİĞİ STRATEJİK
15 Temmuz gecesi gayelerine ulaşamasalar da, darbe girişimi sonrasında ön plana çıkan alanlardan biri de veri güvenliğinin sağlanmasıydı. Basit anlamda veri güvenliği, verilerin yetkisiz erişime karşı korunması olarak tanımlanıyor. Bu nedenle birçok ülke, kurum ve şirket sahip olduğu bilgi ve verilere izinsiz erişilmesini engellemeye çalışıyor. Zira 15 Temmuz sonrasında Türkiye’deki kurumlara yönelik siber saldırıların arttığı biliniyor. 15 Temmuz’un da gösterdiği gibi artık veri güvenliğinin sağlanması ve yerli teknolojilerle korunması stratejik bir önem arz ediyor.
TÜRKSAT 6A FIRLATILDI
Örneğin, Türkiye’nin ilk milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A bu hedefler çerçevesinde şekillendi. 2024 Temmuz’unda fırlatılması planlanan TÜRKSAT 6A ile kurumun hizmet verdiği kapsama alanı Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya›yı kapsayacak şekilde genişleyecek. Böylece Türksat 6A ile Türkiye›nin uydularının ulaştığı nüfus, 3,5 milyardan 5 milyarın üzerine çıkacak. Uydu, 7,2 kilovat güç kapasitesiyle 15 yıl hizmet verecek. TÜRKSAT ile Türkiye, dünya nüfusunun yüzde 65›inden fazlasına ulaşabilir hale gelecek. Bunun dışında, Türkiye Uzay Ajansı, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG, gözlem uydusu Göktürk 2, Bayraktar Akıncı gibi örnekler ülkemizin gururu oldu.
