Trump’ın Evanjeliklerle flörtünde son perde

7 minutes, 13 seconds Read

Trump’ın Evanjeliklerle flörtünde son perde

Evanjelistler, Trump’ın Hıristiyanlığı kurtarmak için “seçilmiş bir araç” olduğundan emindiler. Dinî değerlerden uzak yaşantısını ve “ahlakî kusurları”nı görmezden gelmek şurada dursun, bunu “Tanrı’nın mükemmel planının mükemmel olmayan bir fani üzerinden gerçekleşmesi” olarak tanımlıyorlardı.

04:00 – 13/06/2024 Perşembe
Güncelleme: 02:28 – 13/06/2024 Perşembe
Yeni Şafak
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

Bülent Tokgöz / Yazar


ABD’nin 45’inci Başkanı Trump, 47’nci başkanı olabilmek için 5 Kasım’ı gözlerken beklenen yol kazasına uğramaktan kurtulamadı. Porno oyuncusu bir kadına ilişkilerini saklaması için verdiği sus payı sebebiyle suçlu bulunması seçim sürecine nasıl tesir edecek tartışmaları arasında mahkûmiyetinin Evanjelikler ile kurduğu ittifaka etkisi de gündem başlıkları arasında

yerini aldı.

Porno oyuncusu bir kadınla yaşadığı skandal, pornoyu da evlilik dışı ilişkiyi de kesinlikle reddeden Evanjelik destekçileri için zorlu bir imtihandı. Gelgelelim hareketin önde gelenleri, “Başkanın bu emri ihlal edip etmediği kesinleşmediği için bizim desteğimiz açısından önemli değil” diyerek tavır almayı zamana yaymış, gidişata bırakmışlardı. Şimdi ne yapacaklar acaba? Doğrusu Trump’ın heybesi irili ufaklı bu tür turplarla hep doluydu, kimse için sürpriz sayılmazdı. Sürpriz olan, iki defa boşanmış, kötü anılan kadınlarla ilişkisi ayyuka çıkmış bir başkan adayının bu koyu dindarlar tarafından desteklenmesiydi. Bunu nasıl izah ve hazmettikleri konusu bile başlı başına irdelenmeye değer bir bahisti.

“O, TANRI’NIN BİZE HEDİYESİ”

Evvela Evanjelistler, Trump’ın Hıristiyanlığı kurtarmak için “seçilmiş bir araç” olduğundan emindiler. Dinî değerlerden uzak yaşantısını ve “ahlakî kusurları”nı görmezden gelmek şurada dursun, bunu “Tanrı’nın mükemmel planının mükemmel olmayan bir fani üzerinden gerçekleşmesi” olarak tanımlıyorlardı. Kumarhaneci Trump’a dinî mevzularda danışmanlık yapan Rahip Robert Jeffress, başlama yemininden önceki vaazında kendisini “Ülkeyi sahil-i selamete çıkartacak Tanrı’nın bir hediyesi” olarak tabir etmekte bir sakınca görmüyordu.

Alabamalı John Kilpatrick gibi bazı vaizler bununla kalmayıp onu Davut Peygamber’le mukayese ediyordu. Muharref Tevrat’ta, malum, Davut bir peygamber olarak değil bir kral olarak anılır ve epeyce kusurlu bir tasvire konu edilir. Tahrife göre, Kral Davut evli bir kadınla gayrimeşru bir ilişki yaşamış ve kocasını dönemeyeceği bir savaşa yollayıp öldürtmüş, kadından da çocuk sahibi olmuştu. Evanjelik vaiz, Davut’u İsrail’e kral yapan Tanrı’nın Trump’ı da Amerika için seçtiğini savunmakta bir beis görmüyordu.

BEYAZ SARAY’IN KAPILARINI SONUNA KADAR AÇTI

İdeal olmasa da ehven-i şer deyip geçmek yerine çok ileri seviye bir sahiplenmeydi bu ve sandığa yansıması 2016 seçimlerinde sonucu belirlemişti. Evanjelistlerin oyunun yüzde 81’ini alan Trump, rakibi Hillary Clinton’ı elemişti. Başkanlığı boyunca Beyaz Saray’ın ön kapısını Evanjeliklere daima açık tutmuş, Oval Ofis’te yardımcısı Mike Pence (Evanjeliklerin asıl ve has adamı) ile hareketin ağır toplarını ağırlamış ve onlarla “elle kutsama” ayinleri tertiplemişti. Bu kutsamalardan biri Türkiye’deki gizli kapaklı faaliyetlerinden ötürü tutuklanıp netameli süreçlerin ardından serbest bırakılan meşhur rahip Andrew Bronson tarafından icra edilmişti.

Her 10 Evanjelist’ten 8’inin oyunu alan Trump ikinci kez seçilmeyi umduğu 3 Kasım 2020 seçimleri öncesinde Las Vegas Kilisesi’nde yüzlerce kişinin katıldığı ayinde hazır bulunmuş, bağış sandığına bir destelik 20 dolar atmadan önce kilise liderlerinden birinin “Tanrı bana dedi ki, ‘Başkanınızın ikinci kez kazanmasını sağlayacağım!’” kehanetine mazhar olmuştu. Açıkçası bu öngörüde bulunmak için kâhin olmak da gerekmezdi: Katolik bir başkan adayının Protestan bir ülkede, hele de bunca ateşli Evanjelik taraftara karşı kazanması gerçek bir mucize olurdu. Bunu ancak Kennedy bir istisna olarak başarmıştı ve tekrarlanamaz bir başarı olarak görmek akla daha yatkındı. Nitekim Biden, ABD tarihindeki ilk Katolik başkan yardımcısıydı ve Obama’nın koltuğuna oturmaması için Evanjelikler ellerinden geleni yapmaya Trump’tan daha azimliydiler.

DİNİ JARGONA DEVAM

Trump’ın da yan cebime koyun bile demeden doğrudan el açtığı bir himmetti bu. “Evanjelikler bana karşı son derece harikalar!” diyerek kadirşinaslığını ifade ediyor ve himmetin sürekliliği uğruna gönüllerini hoş tutmak için elinden geleni yapıyordu. Kilise toplantılarına ve düzenledikleri etkinliklere katılıyor, bilhassa kendilerine seslenirken epeyce dinî jargon kullanıyordu. Tahrikkâr bir biçimde Obama’yı Amerikan Hıristiyanlığını yok etmekle görevli gizli bir Müslüman olarak lanse ederek komplo teorilerini dolaşıma sokmuştu. Yeni rakibi için de “Biden’ın kazanmaması gerekiyor, çünkü o Tanrıya karşı!” diyerek alenen tekfirciliğe başvurabiliyordu. Yaptığı atamalarda da liberal tipler yerine onların rızasını kazanacak muhafazakâr simalara ağırlık vererek Hıristiyan sağı sistem içinde alabildiğine tahkim ediyordu.

BİR TAŞLA İKİ KUŞ

En mühimi ise İsrail’in güvenliği ve bekası uğruna yaptıklarıydı. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak ilan edip büyükelçiliği Tel Aviv’den oraya taşıması tarihî bir adımdı. Bu adımla muradı, damadı Kushner’i veya Yahudi lobisini razı etmekten çok bu Hıristiyan Siyonistlerin rızasını kazanmaktı. Açıkçası barış süreci denen parodilerin nihayetlenmesi ve iki devletli çözüm türünden hayalî söylemlerin sona ermesi demekti bu. Öte yandan Yahudi Siyonistlerden çok Hıristiyan Siyonistlerin sistem içindeki kudretinin yüksek sesle ilanı manasına geliyordu. Nitekim Mesih’in geri dönüşü için İsrail’i güçlendirmenin zaruretine iman eden Evanjelikler, bu hamleyi İsa’nın ikinci gelişi için atılması zaruri bir merhale saydıklarını saklamıyorlardı. Öyle ki Trump’ın kararının, İncil’in mihenk taşı olan bir kehaneti yerine getirdiğini ve Tanrı’nın planının bir parçası olduğunu coşkuyla haykırı-yorlardı. Bir taşla hem Yahudi hem Hıristiyan Siyonistlerin desteğini arkasına alan Trump için mağlubiyet ihtimali eskisinden çok daha uzaktı.

BU DEFA MURADINA ERECEK Mİ?

İşe bakın ki İsrail namına İran’a karşı savurduğu salvolar ve Devrim Muhafızları Komutanı Kasım Süleymani’ye suikast tertiplemesi bile onu acı akıbetten sakındıramadı. Ülke çapında oyların takriben dörtte birine tekabül eden Evanjelik seçmenin iradesi Biden karşısında onu mağlubiyetten kurtaramadı. Her türlü kirli işe bulaştığı mazisini bir kenara koyup 2024 Kasım’ı öncesinde kendisini Evanjelik davaya adamış bir dindar imajı çizmeye çalışan Trump, “Ben aslında çok gururlu bir Hıristiyan’ım!” diyor, Evanjeliklere seslenirken “Beyaz Saray’da Hıristiyanlar için daha da sıkı mücadele edeceğim!” diye vaatlerde bulunuyor, “Kimse Trump yönetimi altında İsa’nın haçına dokunamayacak, size yemin ediyorum!” diye garantiler veriyor, rakibi Joe Biden hakkında “O bizi vaat edilmiş topraklara götüremez!” diye hınçla çıkışıyordu.

Bakalım Evanjeliklerden el alan Trump muradına ikinci kez erecek ve bu defa sahiden Arz-ı Mevud’a fanatik dostlarını taşıyabilecek mi?




#ABD
#Trump
#Biden
#Evanjelist
6 dakika önce

source: https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/trumpin-evanjeliklerle-flortunde-son-perde-4627198

Similar Posts