Avrupa’da ciddi bir nüfusu oluşturan gurbetçi Türklerin AP seçimlerinden nasıl etkileneceği, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da merak ediliyor. İlk değerlendirmelerde buralarda yaşayan Türklerin Avrupa toplumunun bir parçası haline geldiğine dikkat çekildi. Yarım asrı geçen varlıkları ile Türklerin siyasetten ekonomiye her alanda bulundukları toplumlara entegre hale geldikleri bildirildi. Siyasetçilerin aldıkları sorumluluk nedeniyle seçimi geride bırakıp ülkelerinin de istikrarını düşünerek aklıselim politikalara yönelme beklentileri dile getiriliyor. Bu çerçevede uzun süredir Avrupa’da yerleşik olan topluluklara karşı bu isimlerin daha yumuşak yaklaştığı ve ihtiyatlı söylem kullandığı dikkat çekildi.

REÇETE AÇIK VE NET

Avrupa’da faaliyet yürüten sivil toplum kuruluşlarında ise geleceğe dönük endişe artıyor. Soruna sadece bu ülkelerin siyasi perspektifinden bakılmaması gerektiği ifade edilirken Avrupa’da geçmişte davetle gelen Müslüman ve Türk toplumunun dışında Afrika’dan, Orta Doğu’dan ve Orta Asya’dan gelenler olmak üzere üç farklı mülteci akımı bulunduğu dikkat çekiliyor. Bu durumun ise Avrupalıları ciddi anlamda endişeye sevk ettiği belirtiliyor. Kaynaklar ırkçılıkla mücadele konusunda “Reçete çok açık ve net. Yerelden bu işe başlamamız lazım, Belediye meclislerine girmemiz gerekiyor. Siz belediye meclislerinde gücünüzü ortaya koyduğunuz zaman zaten ana akım partileri kapınızı çalacaktır" değerlendirmesinde bulundu.