1863 yılında kurulan ve Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi, son yıllarda başarılarından çok intihalci hocalarıyla anılmaya başladı.
Akademi camiası; Cem Ersoy ve eşi Lale Akarun’un 1986 yılında yayınlanan yüksek lisans tezlerindeki 14 sayfanın tamı tamına aynı olmasının, yani birbirlerinden intihalde bulunduklarının ortaya çıkmasının şokunu atlatamamışken, eski öğrencileri Tuna Tuğcu’nun da danışman hocasının izinde olduğu ve intihalde bulunduğu ortaya çıktı.
-
Ersoy ve Akarun’un kopya tezlerini, aynı gün onaylayan isim ise Boğaziçi eylemlerinin destekçisi Prof. Dr. Bülent Sankur.
Kelimesi kelimesine kopyalamış
Boğaziçi Üniversitesi’nin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde görev yapan Prof. Dr. Tuna Tuğcu’nun; 2001 yılında yayınladığı doktora tezinin önemli bir bölümünü, İngiliz bilim adamı V. H. Mac Donald’ın 1978 yılında bitirdiği makalesinden birebir kopyaladığı öğrenildi.
Tuğcu’nun doktor unvanını alabildiği tezinde intihal yapması, diğer çalışmalarına da şüphe düşürdü.
İftira atarak kendi intihalini gölgeliyor
Tuna Tuğcu’nun, aktif olarak kullandığı sosyal medya hesabı X’ten (Twitter’dan) yaklaşık 3 yıldır Boğaziçi Üniversitesi’ne yeni atanan akademisyenleri hedef gösteren paylaşımlarda bulunduğu da görüldü.
Boğaziçi’ne atanan hocaları ‘Paraşütçüler’ diyerek aşağılayan Tuğcu’nun, paylaşımlarından birinde, “Herkes kimin Boğaziçi’ne paraşütle kimin bileğinin hakkıyla geldiğini biliyor” ifadelerini kullanarak kendi doktora tezindeki intihalini gölgelemeye çalıştığı anlaşıldı.
2023 seçimlerinden önce de tehditler savurdu
Üniversitenin saygınlığına gölge düşüren ve intihalli bir tezle akademik unvanını elde etmiş olan Tuğcu’nun, 2023 Genel Seçimleri’nden önce yeni atanan akademisyenleri tehdit ettiği, “Kendinizi 2 ay içinde boğazın soğuk sularında bulursunuz” ifadelerini kullandığı da görüldü.
Gasptan da kınama cezası var
Üniversitede rektör atamasını gerekçe gösterip, eylemde bulunan hocaların başında gelen Tuna Tuğcu, 2022 yılında baskın ve gaspa da girişti. Bilgi İşlem Dairesi’ni basan 4 akademisyenden biri olan Tuğcu, bazı evrakları gasp etti ve söz konusu gasptan dolayı kınama cezası aldı.
Tuğcu’nun Bilgi İşlam Dairesi’nin başkanı olduğu dönemde, SD4U adlı şirketi üzerinden, Boğaziçi Üniversitesi’nden ve çeşitli ortaklarından ihalesiz bir şekilde doğrudan temin yoluyla 40 bin dolarlık satın alma yaparak yolsuzluğa da karıştığı iddia edilmişti.
‘İnbreeding’ yaparak intihalli kariyerini sürdürüyor
Tuna Tuğcu, danışmanlık verdiği öğrencilerini kadrolara yerleştirirken ve yayınlarını öğrencileri üzerinden gösterirken demokrasiyi ve liyakatı rafa kaldırıyor.
Akademi camiasının literatüründe ve İngilizce’de ‘İnbreeding’ olarak geçen, anlamı ‘bölüme kendi öğrencilerini hoca yapmak’ olan bu hareket, evrensel olarak etik değerlerden uzak bir davranış kabul ediliyor.
Boğaziçi kılıfına sokulmuş ‘monarşi’
Örneğin; Bülent Sankur’un doktora tezlerini yönettiği öğrencileri Cem Ersoy ve Lale Akarun’u, Lale Akarun’un öğrencisi Berk Gökberk’i, Cem Ersoy’un öğrencileri Tuna Tuğcu ve Bahri Atay Özgövde’yi, Tuna Tuğcu’nun öğrencisi Birkan Yılmaz’ı, Selahattin Kuru’nun öğrencileri Cem Say ve Tunga Güngör’ü, Alper Şen’in öğrencisi Doğan Ulus’u, yani doktora tezlerinde danışmak verdikleri öğrencilerini zincirleme ve şaibeli bir şekilde Bilgisayar Mühendisliği bölümüne hoca yaptıkları anlaşıldı.
Kendi öğrencilerini, kendi bölümlerine atayıp, üniversite içinde adeta bir ‘monarşi’ düzeni kuran hocalar, alınacak herhangi bir kararda aralarında kolayca çrgütlendikleri ve demokrasi adı altında diledikleri kararı alabildiklerini biliniyor.
Yok böyle vefa: Yılmaz 50 yayınına Tuğcu’nun adını eklemiş!
Üniversiteye yeni gelen hocaları ‘yetersizlikle’ suçlayan Tuna Tuğcu’nun, doktora tezini yönettiği eski öğrencisi Birkan Yılmaz’ın 50 yayınına Tuğcu’nun adını eklmesi dikkat çekti. Söz konusu ‘bağımsız olmayan’ yayınların 35’inin Yılmaz’ın mezun olduktan sonra 10 tanesinin ise Boğaziçi Üniversitesi’nde hoca olduktan sonra yayınlandığı görüldü.
Akademide bağımsız yayınlar yapan ve kendi rüştlerini ispatlayan genç hocaların aksine, Boğaziçi Üniversitesi’nde görev yapan Tuna Tuğcu ve eski öğrencisi Birkan Yılmaz’ın adeta simbiyotik bir yaşam gibi birbirlerine bağımlı yayınlar gerçekleştirdiği ve böylece haksız rekabete yol açtıkları anlaşıldı.
Yapılan akademik incelemelerde de görüldüğü üzere; Birkan Yılmaz’ın gerçekleştirdiği yayınların çoğunlukla etki faktörü düşük olan, saygınlıktan uzak, şaibeli ve ücretli bilimsel dergilerde yayınlanması ve çok kolay kabul veren bilimsel standartları düşük, ulusal ve uluslararası konferans yayınları yapması ve tüm bu yayınlara Tuna Tuğcu’nun da adını ekleyerek CV’lerini doldurmaları dikkat çekti.
Yaptığı intihali soran meslektaşına cevap veremedi
‘İntihal soruşturması’ Harvard Rektörü Gay’i istifaya götürmüştü
Tezlerde, makalelerde ve hatta öğrenci ödevlerinde dahi intihal suçunun ciddi cezaları var. Öğrenciler disiplin soruşturmasına tabi olurken, hocalar ve hatta rektörler pozisyonlarından olabiliyor.
Harvad Üniversitesi’nin bir önceki Rektörü Claudine Gay onlardan biri. Doktora tezinde intihalde bulunduğuna dair geçirdiği soruşturmanın sonucunda rektörlükten istifa etti.
Eski Rektör Gay’in, çeşitli yayın organlarında yayınlanan raporlara göre; akademik kaynakları kötüye kullandığı iddia edilen yaklaşık 50 örneği topluyor. Bunlar 8 eserinde yer alıyor. Origins dergisinde 1993’te yayınlanan bir makalesi, 1997’deki tezi, 2001’deki bir çalışma belgesi ve Stanford ve Harvard’da profesör olarak çalışırken yayınladığı beş makalesi. Bunlar Gay’in, kariyeri boyunca yayınladığı toplam 11 dergi yayınının incelenmesinin sonucunda ortaya çıktı.