50 yıl önceki gibi tek yüreğiz

Kıbrıs Türk halkının özgürlüğe kavuşmasını sağlayan Barış Harekatı’nın 50. yıl dönümü dolayısıyla Türkiye’den adaya adeta çıkarma oldu. Bakanlar, iktidar ve muhalefetiyle siyasi liderler, sivil ve askeri bürokrasi tam kadro törendeydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’nin bayramını kutlarken “Bugün, tıpkı yarım asır önce olduğu gibi yine tek yüreğiz, tek bileğiz” dedi.

Evi daha önce de yakılmış

Kayseri’deki ırkçı vandalların evini yaktıkları Abdullah Muhammet El Haci (60) görme engelli oğlu Muhammet, gelini ve iki torununa atık ve kağıt toplayarak bakıyordu. Saldırıda ekmek teknesi 3 tekerlekli bisiklet de yakıldı. Ancak, bu El Haci’nin maruz kaldığı ilk ırkçı saldırı değilmiş. 2021’de Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde yaşadığı ev yine ırkçılar tarafından kundaklanmış.

CHP kadın plajlarını tek tek kapatıyor

CHP, sadece dindar kadınların değil birçok kadının daha korunaklı olduğu için tercih ettiği kadın plajlarını tek tek kapatıyor. Silivri Belediyesi’nin ‘kadınları özgürleştirme’ gerekçesiyle Selimpaşa Plajı’nı kapatmasının ardından Eyüpsultan Belediyesi Çiftalan Plajı’nı karma plaja dönüştürdü. Beykoz Belediyesi ise CHP’ye geçtikten sonra Elmasburnu Kadınlar Plajı’nın kullanımını sınırlayıp 2 güne düşürdü.

Şehit Yarbay uğurlandı

Pençe-Kilit Bölgesi’nde 4 Temmuz’da yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede önceki gün şehit olan Yarbay Abdullah Cem Demirkan, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı. Taziye mesajı yayınlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kanını yerde bırakmayacağız" dedi.

En güzel pazarlar çocukluğumun

Yazar Figen Yaman Coşaner, en güzel pazarlarını çocukluğunda geçirdiğini söylüyor. Coşaner, “En güzel pazarlar çocukluğumda ailemin bir arada olduğu, TV’de İstiklal Marşı ile hazır ola durarak başlanan, pazar konseri, pazar sineması izlenen, babamın ellerimizden tutup bizi pikniğe götürdüğü pazarlardı kuşkusuz” diyor.

Mide inkılabı

Ülkemizin tek parti dönemi Avrupalılığın zirve yaptığı bir dönemdi. Artık durum o hale gelmişti ki, kendi müziğimiz beğenilmiyor, kendi şiirimiz ve hikâyemiz, değerlerimiz adına ne varsa hor görülmekteydi. Güya operayla, baleyla çağdaşlaşacaktık. Batıcılık sevdasından soframız ve bunun çerçevesinde adab-ı muaşeretimiz de nasibini aldı.